30 Mayıs 2009

Hollanda'ya hoşgeldiniz..


Bana genellikle özürlü bir çocuk büyütmenin nasıl bir şey olduğunu sorarlar.
İşte anlatıyorum...

Bir bebek sahibi olacağınızı anladığınızda yaşadığınız duygu,
İtalya'ya güzel bir seyahat planı yapmaya benzer.
İtalya hakkında bir sürü kitap ve broşür alırsınız ve harika planlar yapmaya başlarsınız.
Coliseum, Mikelanjelo'nun Davut'u, Venedik'teki gondollar.
İtalyanca bir kaç sözcük bile öğrenirsiniz. Her şey çok heyecan vericidir.

Aylar süren beklemeden sonra o gün gelir çatar. Bavullarınızı toplar, yola çıkarsınız. Bir kaç saat süren yolculuktan sonra, uçağınız havaalanına iner. Hostes mikrofonu eline alır ve "Hollanda'ya hoş geldiniz" der.

"Hollanda mı?" dersiniz. "Ne demek istiyorsunuz? Ne Hollanda'sı? Ben İtalya'ya bilet almıştım. Benim İtalya'ya gitmem gerek. Tüm yaşamım boyunca İtalya'ya gitmenin düşünü kurdum ben."

Fakat uçuş rotasında bir değişiklik yapmışlardır. Hollanda'ya inmişsinizdir ve orada kalmanız gerekir.

Önemli olan sizi korkunç, iğrenç ve pis bir yere, açlığın ve hastalıkların ortasına bırakmamışlardır. Sadece farklı bir yerdesinizdir.

Bu yüzden çıkıp yeni broşürler ve kitaplar almanız ve yepyeni bir dil öğrenmeniz gerekmektedir. Ve daha önce hakkında hiç bir şey bilmediğiniz insanlar tanımak zorundasınızdır.

Gittiğiniz yer sadece farklı bir yerdir. Oradaki yaşam, İtalya'dakinden daha yavaştır, İtalya kadar etkileyici değildir. Fakat, bir süre orada kaldıktan sonra nefesinizi tutar ve çevrenize bir bakarsınız... ve Hollanda'nın yel değirmenlerini fark edersiniz... ve lalelerini.
Hollanda'nın Rembrandtları bile vardır.

Fakat tanıığınız herkes İtalya'ya gidip gelmektedir... Sürekli orada geçirdikleri güzel günleri anlatmaktadır. Ve yaşamınız boyunca "Evet, benim de gitmem gereken yer orasıydı. Ben de aynı planı yapmıştım" dersiniz.

Bu nedenle duyduğunuz acı asla, asla dinmez... Çünkü yitirdiğiniz düş çok önemli bir düştür.

Ancak... Tüm yaşamınızı İtalya'ya gidemediğiniz için üzülerek geçirirseniz, Hollanda'nın güzelliklerinin hiç birinin tadını çıkaramazsınız.

Emily Perl Kingsley

Not düşelim: Taşındık malum ve tüm her şeyimi, teeee lisanstan kalma ders notlarımı filan yeniden elden geçiriyorum. Dosyaların içinden çıkanlardan biri bu yazı da. Aile eğitimi yaparken Tını'da, pek etkilenmiş, saklamışım. İşitme engelli kuzularla çalışma günlerimden. Bana yaptıkları resimlere filan kıyabilecek miyim bilmem. Saklasak da mı saklasak, saklamasak da atsak, netsek?

6 yorum:

Nurcihan dedi ki...

Farklı bir pencereden bakmak dedikleri bu olsa gerek? Çok etkilendim...

ozge dedi ki...

sen ilk başlığa hollanda yazınca sevinç yaptım..ehuahuu dedim bize mi geliyorlar sonra o kafayla okudum bi bok anlamadım..sonra jeton düştü hehehehe....

Peynir Gemisi dedi ki...

Yazıyla alakasız olacak ama :) bloglardan takip ettiğim kadarıyla bugün evleniyorsun :) Tebrikler, mutluluklar, rüya gibi bir düğün dilerim.

Türkan

Deniz Ural dedi ki...

Rabişim, nereye yazacağımı bilemedim, buraya yazayım bari. Tebrik ederim, bir yastıkta kocayın inşallah :) Berfu'dan aldım haberleri, çok güzelmişsiniz, hep öyle güzel kalın. Gelemediğim için özür dilerim. Beyza ve ben karar verdik (onun haberi yok gerçi daha) siz Ankara'ya gelince bir düğün ayarlayıvereceğiz gari :)

ozge dedi ki...

e anladik dedik yogunsun hazirliklar bit bit, sonra dugun tantanasi bitti balayi dedik sustuk e hadi ama artik :) nerede yeni yaziiii.... isterizzzzz isterizzz

elegimsagma dedi ki...

tebrikler için tesekkür eder, cok cesitli yazilarla cok yakinda yine ortaliklarda fink atacagimizi bildiririz:)

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...