23 Nisan 2010

Çocuklara bayram..

Çocuk bayramımızın olması harika bir şey. Bir de hava atıyoruz bununla, çocuk bayramı olan tek ülke biziz diye. Fakat bizim ulkemizdeki kadar çocuklarin "bir acayip büyüdükleri" başka kaç ülke var aceba? Sokakta çalışan, geç vakte dek ortalıktaki çocuklar, kaçak çalıştırılan çocuklar, emeği sömürülen çocuklar.. Ailesi de bunları çalıştırıyor, cık cık, denilen yoksul çocuklar.. İki bakanın ayakkabı boyatma sevdasını mazerete kavgaya tutuştuğu çocuklar.. Cinsel/fiziksel istismara uğrayan fakat faili salıverilen, üniversitelerden gelen "ruh ve beden sağlığı bozulmuştur" raporlarıyla verilen kararları Yargıtayca "adli tıp görsün" gerekçesiyle bozularak çilesi sürdürülen çocuklar.. Adli tıpta aylar sonrasına randevu verilen, hakkında "akıl baliğ olunca cinsel ilişkiye girebilir" diye gazetelerde ahkam kesilen, ruh sağlığı bozuldu mu bozulmadı mı diye süründürülen çocuklar.. "Ne hissettiği kimin umrunda?" çocuklar.. Adli sistem içinde, hem polisin hem savcının hem ağır ceza mahkemesinin üst üste taciz/tecavüz anını anlattırdığı çocuklar.. Donanımsız hakimlerin "madem seni dövüyordu/tecavüz ediyordu, niye bugüne kadar söylemedin" diye paramparça ettiği çocuklar.. Bir kaç koyuna, bir kaç milyara satılan, ağabeyinin evlenme hevesine berdel edilen çocuklar.. Sevdiği için katledilen çocuklar.. Dışarıda geziyor diye, alnımıza kara çaldı diye öldürülen çocuklar.. Kendi dilinde öğrenmesi men edilen, eğitim hayatı baştan sıfırlanan çocuklar.. Taş atıyor diye yerlerde sürüklenen, ailelerinden kopartılan, onlarca yıl hapsi istenen çocuklar.. Annesi dersane senetleri yüzünden hapse girince, intihar eden çocuklar.. Anasının, kanlı parçalarını eteğine topladığı çocuklar.. Yanlışlıkla vurulan çocuklar.. Devletin gözetimi altındayken, yuvalarda/ yetiştirme yurtlarında dövülen, duygusal ihtiyaçları göz ardı edilen, tecavüze uğrayan çocuklar.. Suça sürüklenen çocuklar.. Bakan sıfatlı insanların "muhbirlerim" dediği çocuklar.. Anne-babanın hırsı yüzünden ebeveynlerine yabancı, ne sevincini, ne hüznünü yaşayabilen çocuklar.. Şımarmasın diye uyuduğunda öpülen çocuklar.. Sütle, etle, sevgiyle değil, ekmekle ve dayakla büyüyen çocuklar.. Siirt'te iki yıldır tüm şehrin tecavüzüne uğrayan çocuklar.. Bir şekere, iki bisküviye kandırılan çocuklar.. Yaşadıkları dehşet istatistikten ibaret çocuklar.. Varsın, sizin de bayramınız kutlu olsun.

4 yorum:

Deniz Ural dedi ki...

Bunlar nasıl kesilecek Rabişim? Bir kutlama haberi daha işte: http://bianet.org/bianet/siyaset/121573-siirt-te-ikinci-tecavuz-vakasi-bdp-meclis-arastirmasi-istedi

elegimsagma dedi ki...

Denizcan durum cok ic acitici hakkaten. Siirt'teki son vaka ise dehşetengiz boyutta, inanamiyor insan. Devlet-ü ala bu konuda bir mücadele politikası oluşturmadığı sürece kesilecek bir durum yok, duyup duyup her defasında da şaşakalıcaz gibi görünüyor. Lakin bir umut yok, Selma hanfendi çekirdek çitleyip aşkı memnu izleyerek irrite oladursun bakalim. Valinin derdi, Siirt'in adı çıkmasın münferit olaylarmış da, lan munferiti mi kalmış? Son olaya zaten cok boyutlu yaklaşılmalı, işin içinde YİBO varsa bir durup dusunecen zati. du bakalim bu son iki duruma da bi meclis hareketlenir herhal..

Deliler Teknesi dedi ki...

Yazınızı okuyunca bayramı falan unuttum... Boğazım düğümlendi, öylecek kaldım... Umarım mevcut tablonun değişmesi için bişeyler yapılır... Selamlar.

elegimsagma dedi ki...

sevgili deliler teknesi,
biliyor musunuz bu yazı sizin 23 nisan yazınıza yorum bırakmaya calışırken ortaya çıktı? size yorum bırakırken baktım coşmuş yazıyorum, bloguma aldım.
sevgiler..

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...