08 Nisan 2008

Hacıyolu Taksi

Bazı günler, ilk insani iletişimimi adliyeye gitmek (zor bela yetişmek desek daha uygun olur) amacıyla çağırdığım bir Hacıyolu Taksi şöferiyle yaşıyorum. Yaşıyorum ve öff pöff diyerek çıktığım evden, sağlık, mutluluk ve başarı duygularıyla adliyeye ulaşıyorum, üstelik bir de hep tam vaktinde yetiştiriliyorum. İşte bu nedenle millet, Hacıyolu Taksi'yi pek seviyorum, onlara, blogumda yer vermek suretiyle minnetimi ifade etmek istiyorum, ehe:) Hacıyolu Taksi'nin tüm şoförlerini tanıyorum. Niye? Çünkü, adliyeye erken gideceğim vakitlerde hep geç kalıyorum, el mecbur taksi çağırıyorum. Küçük bir taksi durağı olduklarından, üç beş arabaları da benim çağırdığım saatte başka yerlerdeyse, muhakkak yoldan bir taksi çevirerek gönderirler, güvenlik açısından plakasını da alırlar, şöfere de akıllı olmasını söylerler:) Ne iş diyecek olunursa, ben onlardan kimi için bir torun, kimi için bir abla, kimi içinse bir kız çocuğuyum, yıllardır. Ne iş yaptığımı, nerelerde okuduğumu, neyle uğraştığımı bilirler. 76 yaşındaki İsmail amcam denk gelirse, Mithatpaşa'dan inerken yol boyu hükümete söveriz birlikte, sıklıkla İ.Melih'in kulakları çınlatırız, trafik keşmekeşinden dem vururuz. O beni Karadenizli hanımefendilere benzettiğini söyledi geçenlerde, güleryüzlüymüşüm onun köyündekiler gibi. Hem dedikodu da yaparız, yarım kalan konuyu bir dahaki seferde tamamlarız. İsmail amcam az bıçkın bir dede değildir, kendisi haşin Ankara trafiğinde ilerlerken, özellikle de Akay tarafında, burnunu çıkarıyorsa önüne bir araç, hiç bozmaz istifini, aracı yavaşlatır, gözünü diker karşıdan gelen aracın şoförüne, adam el mecbur yol verir. Sonra eskilerden bahseder, pek şeker. Sanırım büyükbabama benzetiyorum onu çok. Elektrik şirketi emeklisi olan bir diğer şoför, torunu ve kızlarından bahseder, boşanma oranlarının artmış olması ona muazzam gelir, şaşırır, cıkcıklar, birlikte kredi kartlarının tü kakalığından girer, fiziksel şiddetten çıkarız. Tombul yanaklı, güleryüzlü olan bir diğeri, her gelişinde muhakkak, bir kaç apartman yukarıdaki Bilkentli kızın kendilerini her sabah mutlaka aşağıda en az 20 dakika beklettiğinden gülerek şikayet eder, içten içe dakikliğimi (sadece taksi çağırmak konusunda elbet) takdir eder. Kız kardeşi boşanmakta olduğundan, akıllarına takılmış resmi sürece ilişkin tüm soruları bir avukat arkadaşıma danışarak yanıtladığımdan mütevellit, hem beni çok boğmamak konusunda özen gösteren, hem de merak ettiklerini bir bir sıralayan sanırım durağın en genci olan şoförle muhabbetimiz taksiden inmekteyken ben, daha sonuç kısmına gelememiş olur. Ha bir de hiç muhabbet etmediğim, uzun kıvırcık saçları, iri-yapılı hali, afilli deri yelek ve ceketleriyle gayet ciddi ve karizmatik duran bir "abi" var ki, o da asla taksimetreyi açmaz, muhabbet etmez, ama güleryüzlü ve muhakkak iyi dileklidir. Yaklaşık 8 dakika süren yolculuğumuz, her birinden pek bir güler yüzle duyduğum "hayırlı işler kızım", "bol güneşler hanımefendi", "iyi çalışmalar ablacım" gibi tümcelerle bittikten sonra, ben huyu geçmiş, uykusu açılmış, sabah vakti gerekli sosyalleşme dozunu almış, gülmüş, güldürmüş biçimde taksiden iner, adliyeye yönelirim. "Hacıyolu Taksi ile güne başlamak, ayrıcalıktır" derim.

5 yorum:

ozge dedi ki...

resmen reklam kokan bir yazı olumş bak şimdi bizim de Bilge ile Platin Taksi anılarımız vardı.. her gece bilgeden eve gitmek zorunda olduğum ama tüm vakitlerimi Bilge ile geçirme çabam yüzünde gecenin 2,3,4 te bilge ile çıkar elele taksi durağına kadar gider ve beni bindirirdi ordaki taksilere. işin ilginci şoförlerin yarısından fazlası bizim apartmanın 2-3 aşapısı yukarısında olurlardı. Kısa bi süre sonra nereye gideceğimi sorma gereği bile duymaz oldular kapıdan girene kadar bekleyip güvenle girdiğimi gördükten sonra hareket ettiler. :)

hala en son geldiğinde bilge o evde kaldığında 1 gece yine o taksilerden birine bindim ve yine aynı muameleyi gördüm 4 ay sonrasında bile ... süper bişi insanın güvendiği bi taksi durağı oolmassı :)

Serendipity dedi ki...

Rabiacığım blog yazılarını merakla bekler, sayfanı kontrol edip gene yazmamış diye kızar, yazdığını görünce sevinçten sırıtır, okuyunca da bayılır oldum. Eline sağlık

Sevinç dedi ki...

Didem'e aynen katılıyorum:)
Benim de biri Ayrancı diğeri Öveçler'de iki taksi durağından benzer yaşantılarm var, ama senin kadar bol sohbetli değil... Ama büyük şeherde güvenilir taksi önemli hakikaten. Bir de siyasi nabzı onlarla sohbet ederken tutmak daha başka oluyor, seçimlerden önce ve sonra bilhassa bunlar konuşuluyor, yorumlar ve oranlar konusunda çok iyiler:)

Serendipity dedi ki...

E rabiş yaz artık. Her gün açıp bakmaktan yoruldum gari!

Adsız dedi ki...

slm
bende bir platin taksi şöförü olarak yazdıklarınızdan çok memnun oldum özellikle özge tşk ederim
insanların güvenini kazanmak çok güzel bir şey.sevindim :)

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...