27 Ekim 2008

Blogger'ım amannn!

Haberi geçen Cuma akşamı Ankamall'da mall mall gezerken aldım. Umut'laydım. Umut'a bir telefon geldi ve oradaki ses söyledi sanırım, lakin telefonun kimden geldiğini hatırlamıyorum. Fatih olabilir mi? Yoksa Ezgi miydi? Emin olamıyorum. Nasıl ya, nasıl yaaaaa? dedim blogspot'un kapatıldığını duyunca. Ama işte elin kolun bağlı, mall gibi gezmeye devam ediyorsun o durumda.
Şimdi, bir sosyal bilimci olarak, bilgisayar ve internetin çok cüzi bir kısmından anladığımı varsayalım. Var saymasak da öyle gerçi ama neyse hadi, sonuçta çoğu şeyi sağdan soldan duyduğumla idare ediyorum. Şimdi, altına ingilizcesi de kondurulmuş şekliylen pek muhterem peace court blogger'a erişim yasağı koymuş. Yani sayfama kimsenin ulaşamayacağı var sayılıyor değil mi? O zaman, blog yazmaya başladığımdan beri inceden hayalini kurduğum şeyi, en ayısından ve ahlaksızından bi küfür savurma işini grçekleştirebilirim: la amuğa goduğumun tireh pirehhhireettiree...! Şimdilik bu kadar yeter. Oh! Pek rahatladım kız! Böyle kendi kendine boşalmak iyi oluyomuş. Maksat bu değil mi zaten? Benim düşündüğümü X, X'inkini Y, onunkini de Z duymasın ki, hafazanallah Z X ile bağlantı kurar, işler çığırından çıkar. Ya da kendimizi bu kadar önemsemeyelim, kendi blogumda yazdıklarım üzerinden gider isem, ulan kime ne benim adliye maceralarımdan, her yere geç kalışımdan, regl takıntımdan, masal'ımdan, nişanımdan? Gerekçeyi görmek istiyorum. Öylesine bir gerekçe olduğunu öngörmek zor değil, ama kim Atatük'e blogunda hakaret etmiş, veya evrim kuramına değinmiş, ogrenelim bakalım.
İşin ağır gelen tarafı, bir justice insanı, hakimlerle çalışan bir gönül kadını olarak, işin az çok iç yüzünü bilerek, daha umutsuz hissetmek. Mesela bu kararı veren hakim, internet ve internet erişimi hakkında ne bilmekte? Zabıt katiplerine "gel şu mesene'yi bi kur yavvvv!"dan öteye geçebilenlerin ellerini hörmetle öpmek istiyorum. Ulaştırma bakanımız da "mahkemeler bu işi bilmiyor, yasal boşluk var, mahkemeler ihtisas mahkemeleri haline geldikçe işler düzelecek" buyurmuş. Yavrum, kınalı kuzum, adama sormazlar mı sen orda ne mok yemeye oturuyon diye? Yahu bu iktidar ve güç sahiplerinin de olay sanki Madagaskar'da yaşanıyormuş gibi sözler etmeleri yok mu, iyice uyuz oluyorum. Evladım güç senin elinde zati, varsa yasal boşluk, doldur boşlukları, ha bakıyın.
Daha diyeceklerim var ama sizin bloglar açılır da benimki ömrü billah kapalı kalırsa diye korkuyom sevgili okur. Yoksam, küfrün bini bir para bende. Ne biçim ruh sağlığı kişisiyim ben ayol? Ahlaksız mıyım neyim? Neyse, yani 657li bi tıfıl memur statüsünde çalışmakta olan bir arkadaşınız olarak, bu ne cürret mealinden bişiler denirse bana, dualarınızı eksik komayın. Hapise atılırsam temiz çamaşır, çorap, cuğara getirin. İşkenceye maruz kalırsam Yıldırım abime habar verin. Ölürsem de kabrime gelmeyin, istemen.

Hiç yorum yok:

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...