27 Kasım 2007

Çantamania

Anneme de sordum ve hatırladığımız kadarıyla, ilkokula başlarken alınan okul çantam hariç, ilk şahsi çantam bana ilkokul 3 civarında alınmış. Kahverengi uyduruk deriden, çapraz takılan, kapak mahiyetindeki derisi ince ince kesilerek püskül yapılmaya çalışılmış, uçlarına da mavi boncuk iliştirilmiş bir minik kız çocuğu çantası. İçinde muhtemelen tarak, ayna, oyuncak kırıntıları, asla takılmayacak türden kolye ve bozuk para bulundurduğum ve sadece bayramlarda eş-dost-amca-teyze ziyaretleri esnasında yanıma aldığım, burasını net hatırlıyorum, sıkılınca da annemin çantası içine tıkıştırıp, "ay taşimicaksan niye yanına aliyosun çocuum?" azarı işittiğim, ergenliğe girişle "böğyk! bu ne" diye bir kenara fırlattığım ilk çantam. Sonrasında üniversiteye kadar, defterler, test kitapları, soru bankalarının tıkıştırıldığı sırt çantaları. Üniversitede hint işi, aynalı, alaca bulaca rengarenk çantalar ya da asker yeşili, orasından burasından bir şeyler sallanan çantalar.
Esasında normal bir seyir göstermiş olduğunu şekil ğ'de gördüğümüz çanta ilgisi/sevgisi durumumun nasıl bir manyaklık haline dönüştüğünü ise geçenlerde iyicene bir fark etmiş bulunuyorum. "Her renginden olsun!", "Her tipinden olsun!", "Her boyutundan olsun!" derken; uyduruk Vanilla Sky filminde kocaman bir kırmızı çantayla tam olmak istediğim ben gibi görünen Penelope Cruz'dan sonra her kırmızı çantaya sahip olmak isterken; Portekiz'de son kuruşumla "başıma bişiy gelmez herhalde dönene kadar" ümidiyle çingenevari çantalara atlarken; İspanya'da pek bir otantik çanta dükkanına kızlarla doluşup "hepsine sahip olmak istiyoruuum" türküsü çığırırken; bir kaç çocuk teslimi parasını üst üste koyup "alacağım siziiii, nihohahaho" diye Zara çantalarına yalanırken; süpervizyon derslerinden birinde Gonca Hoca Sedar'a gülerek "sen bir kadın için çanta ve ayakkabı ne demek bilemezsin Sedar" deyip, hepimizi kopartır ve "ayyy evet şekerim" dedirtirken; hastalığımı bilen ve hediye olarak çanta seçen arkadaşlarımın boynuna atlayıp bir sonraki hediyenin de çanta olması durumunu pekiştirirken; umut'a amerika'dan yeşil çanta siparişi verip, doğumgünümde gelen yeşil çanta üzerine, bir koşu mail atıp "sakın yeşil almaaaa, başka renk olsuuuun" diye adamın tek derdi oymuş düşüncesiyle uyarı gönderirken, gelen kırmızı çanta için saatlerce mutlu olurken; fark ettim ki, daha doğrusu oturup saydım ki, kongrelerden edindiğim ve şekil verip günlük de kullandıklarım hariç, çanta sayım 28'e ulaşmış. İçinde bulunduğum gelir grubu, fikir grubu, arkadaş grubu, anlayış grubu gibi kriterlere baktığımda pek normıl görünmüyor sanki.
Buradan yetkili mercilere kendi yazdığım bir şiirle seslenmek istiyorum:
"Değişimin ilk adımı hazır olmak mıydı, ne?
Henüz hazır değilim Prochaska, üstüme gelme!"

7 yorum:

r dedi ki...

ilki kahverengi diildi olm başka cıvık renkli bayram çantaları vardı bizde hatta kahverengiyi alınca sevindirik olmuştuk bole. neyse 28 çantaya çüş diyorum ama çüş diecek olmam sadece benim 3 çantamın olmasından ileri geloor. tepe tepe kullanayım gelince ankaraya, o kadar kalabalık arasında yokluğu farkedilen olmayacaktır elbett..

r dedi ki...

bu arada prochaska neyy??

elegimsagma dedi ki...

1.ablaya çüş denmez, tirbiyesiz çocuk.
2.prochaska klinik psikoloji profu; davranış değişimindeki aşamalarla ilgili baba bir modeli var da ilki hazır olma (henüz farkında olmamak ve farkına varmaktan sonra tabii ilk), yani bende olmayan, yani henüz.
3.iki numerolu maddede yazdıklarımı annadıysan çantalardan birini hacılayabilirsin, beni de argocu yapiyosunuz, cık cık.

Adsız dedi ki...

ben de ilk çantamı küçükkene boynumda taşıyomuşum. içinde ne olduğunu biliyosunuz zaten:))gülmeyin lön.

Sevinç dedi ki...

Şiir kopardı resmen beni:))) Hohoooyyy...
Çanta fetişizmi diye bişey var mıdır bilmiyom ama tikkat et kendine:))))
Şaka şaka, imkanım filan olsa, ya da sürekli kredi kartımı makasla keseceğini söylemeyen bi kocam, aynını yapardım ben de:))) heheee

deniz h dedi ki...

alırken hepsi güzel geliyo ama kullanmaya gelince "yav bu küçük eşyamı almaz, yav bunun tek gözü var" diye hep elimin tersiyle itiyorum.. biri deseki bana ver hayatta olmaz seviyorum onların her birini ama galiba yeterincede itina gösteremiyorum dolabımın içinde durdukları şekil aklıma geldi de..
ilk çantam bu bayan cüzdanların üstündeki top klipsleri olan turuncuya kaçan sarı ve kırmızısı olan deri diyebileceğimiz(ama deri falan değil tabe) omuza asılan çanta:) ve içinde ilginçtir ki farklı olarak sizinkilerden annemin doktor olması nedeniyle ilaç mümessilerinden gelen bir adet mini adres defteri (napacaksam adres telefon rehberini) plastik kapaklı ki kenarında mini tükenmez kalemini takma yeri de vardı..:)

Serendipity dedi ki...

Geçen akşamki kırmızı çantama sarkmandan anlamalıydım. Çanta fetişisti olduğunu anlmalıydım. Hazırlanma durumlarına hızlılık getirecek değişimi yaşar ve hemencecik hazırlanırsan, seninle Ulus'takiçantacılar pasajına bir gezi düzenleyebilriz. Bi de gider pirinç Han'da gözleme yeriz mesela. ;)

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...