25 Aralık 2007

Terbiyesizliğin böylesi!

"Kurban bayramı tatili ne kısaydı beah, ne çabuk geçti pöaehh" diye mızılanırken Pazartesi, akşamına Gonca geldi bana. Gonca, mini mini üniversite öğrencisi olduğumuz zamanlarda, Ege'de psikoloji öğrencisi olan, psikoloji öğrencileri birliği'nde birlikte çalıştığım, öğrenci kongrelerinde karşılaştığım ve de Portekiz'deki efpsa kongresine birlikte gittiğim arkadaşım. Bayram öncesinde aramış, haber vermişti geleceğini. Ankara'daki iş mülakatı için. Neyse, ben ki gelip kız bende kalacak biiyorum, tüm gün evde bi miktar hastalık çekip, bir de mızıldanıp, bir miktar da rapor yazdığımdan, markete gidip de bommmboşşşş olan buzdolabına bişiyler almak, evi bir üstünkörü de olsa silip süpürmek, düzenlemek konusunda gayet uyuz, akşamı ettikten sonra, Gonca Antalya'da havaalanından aradı beni. Bir saat sonra geleceği bilgisini verdi ve onca ısrarıma rağmen "allahışkına (Nurhan halamın vurgusuyla) ben yemek yapicam, bende yiyelim" dememe rağmen, sezmiş midir nedir, "dışarıda yiyelim" diye ısrar etti, anlaştık. Ki zaten ben ne ne yemek yapacağımı, ne de nasıl markete gideceğimi, hem de ne malzeme alacağımı hesap eylememiş, mayışmaktaydım. Saat 7'de arayıp havaalanında olduğunu haber verdi ve biz Kızılay'da buluşup da yemek yiyene, görüşmediğimiz süreçte yaşadıklarımızı birbirimize ballandıra ballandıra anlatana, "yaaaa!", "yööööö!", "yuhhhh!" efektleriyle şaşırana kadar, saat oldu gecenin 10'u. Eve yürüyerek döndük ve tabii benim "ammaaeeaaen dönüşte alırım ben de kahvaltılık, meyve, çikolata, ıvır kıvır" planım, o saatte Beğendik, Şekerciler gibi eve yakın marketlerin çoktan kapanmış olmasıyla suya düştü! Kıytırık bir bakkaldan tek bir düzgün inek peyniri bulabildim, zar zor, Gonca da hemen uyumak ve sabaha dinç ve kahvaltıya hazır kalkmak istediğini belirttiğinden (!) süt aldık, geldik. Kızcağız internette sörf eylerken gerekli bir durum için, ben de dedim "yav gerizekalı gibi gündüzden halletmedim, ikram edebileceğim hiçbişiy yok, bari centılmınlık yapıp sütünü ısıtayım". Gonca hafif ılık süt istediğini belirtti ve fakat ben ayarsız insan gittim böööle sütü kaynatıp (bıçak sırtı'na şaşalayarak bakarken oldu), üzerine 1 cm'lik kaymak bölertip öyle getirdim, sütüne şeker istedi, koştum gittim mutfağa, allahım evde tek tane şeker yok! Diş macununu zorlukla sıkarak makul miktarda bişiy çıkarttık, sonra ben ona tek marifetim olan tertemiz sabun kokulu çarşaflardan bir yatak yaptım, o uyudu, ben rapora yöneldim. "Sabah 7'de duş alacaksan, ohooooo ben seni kaldırırım o saatte, merak etme" didim. Dimez olaydım. Gonca sarsarak zor uyandırdı beni pirelerimle 08.15'te! Yazık, sevgili misafirim duş için kendine bir türlü havlu bulamayıp, beni de geç yattığım için uyandırmaya kıyamayıp, pamuklu pijamasına kurulanmak zorunda kalmış. Saç kurutma makinasını zar zor bulabilmiş! Öte yandan geç kalıyoruz! Kahvaltının k'sı yok, ben süslenirken kendi kendine yaptığı sallama çay ve dünden kalan bir parça kuru kek yedi sevgili misafirim, sana da çay yapayım mı dedi "ay hayır" dedim bi de bir kaprisli! Dışarı çıktık, bir yandan gülüyoruz tüm bunlara, bir yandan ben feci mahcup, Gonca sanırım özellikle yaptığımı mı düşünüyor acep "insan evladı böyle yapmaz, yuh!" mu diyor? Neyse, Meşrutiyet'teki duraklardan onu GATA'ya gönderip, işe yollandım. Duruşmalar bitince, yanına gidip bir yandan utanarak bir yandan kıkırdayarak ev sahipliği maceramı anlattığım kadim dostum Yıldız hanım, "Rabiacım allah kimseyi ne senin eline ne de evine düşürsün, hahhayt!" diyerek olaya son noktayı koymak suretiyle, aslında kalıcı olmayan, efenim sadece geçici bi durum olan sarsaklık, savsaklık ve pişkinlik özelliklerim konusunda münasip yorumlarda bulundu. Şu noktada, kendime hayatta başarılar dilemekten başka bir şey diyemiyorum efem.

4 yorum:

Serendipity dedi ki...

Kendinden pek bir şikyetçi gördüm seni, senin bir miktar pisikolocik desteğe, "yok canım öyle değil aslında sarsak değilsin, sadece bu ara kafan biraz dağınık, sıkışıksın, ondan oluyor böyle" tesellisi duymaya ihtiyacın var. Bu seansları ucuza kapatmak sitersen, seni bize bekleriz.

KuzeyGüney dedi ki...

Ya biz neden annelerimize çekmemişiz. Hayır, tez mez yazdik, delişmen sınavların üstesinden geldik. Ve fakat iş misafir ağırlamaya gelince yine de etekler tutuşuyo, plan poroğğramm sıfır. Yalnız d0eilsin Rabişcim. Yine de iyi tarafından bakarsak, en azından misafir dediğimiz kişiler aslında arkadaş / eş-dot olduğundan mütevellit rahat olabiliriz:)

r dedi ki...

muhahha.. sitcom gibi adamsın rabişim ha..:)) sitcom gibi adam ne demek ayol..

anl dedi ki...

benzer şeyler yaşamış biri olarak şööle diyim, bütün bunlar evlenince sona eriyo çünküm bekar evlerimizde bulamadığımız bissürü şeyimiz oluyo.örnek:sittin tane banyo havlusu takımın oluyo, hatta seccade bile bulunuyor, bizim evde var meselaaa :)

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...