biz dört kişiydik;
Filizey, Yıldız, ben ve Nevin
dört ağız, dört yürek, dört yeminli fişek
adımız bela diye yazılmıştı dağlara taşlara
el tetikte kulak kirişte
ve sırtımız toprağa emanet
acısıyla ovarak üşüyen ellerimizi
yıldız yorgan altında birbirimize sarılırdık
deniz çok uzaktaydı
ve dokunuyordu yalnızlık
gece uçurum boylarında
uzak çakal sesleri
yüzümüze, ekmeğimize
türkümüze çarpar geçerdi
göğsüne kekik sürerdi filizey
tüterdi buram buram
her bir şeyine karışırdık
kardeştik arkadaştan öte
belki bir nikah salonunda yitirdik filizey'i
ateşböcekleriyle bir oldu kırpışarak tükendi
bir narin kelebek gülüşü bırakıp tam ortamıza
kurşun gibi, mayın gibi tutuşarak uçuverdi
oy filizey vahşi bayırların maralı
filizey saçları fırtınayla taralı
sen de gider miydin böyle yıldızlar ülkesine
oy filizey oy esprisi karalı
filizey serin yayla çiçeği
filizey deli dolu heyecan
göğsümüzde bir anlayış kelebeği
filizey ah filizey
artık yenilmiş ordular kadar
eziktik, sahipsizdik
geçip gittik, topuklu ayakkabı ve kırmızı ruj paramparça
gerisi veda duygusu, gerisi sağır sessizlik
geçip gittik, filizey boşluğu aramızda
filizey'i bir yamaçta harnesinden savurdular
yarıp çıkmışken nice büyük ablukaları
omuzdan kayan askı ipleri gibi usulca
titredi ve iki yana süzüldü bacakları.
uçmak bir ısırgan otu gibi sarmıştı her yanını
devrilmiş bir kanattı ayışığında gölgesi
uzanıp bir damla öpücük ile dokunduk yanaklarına
göğsümüzü çatlatırken "tebrikler"in tükenmiş sesi
sanki bir şakaydı bu, birazdan evlenecekti
birazdan nikah memuruna evet! diyecekti
serdar çoktan sadıktı evet'ine ah
o da filizey gibi, kalbi pırpırdı
ey filizey; katran gecelerin heyulası
ey filizey; kancık pusuların belası
sen de böyle evleniverecek kadın mıydın konuşsana
ey filizey ey apartımanı kartal yuvası
filizey mor dağların kaçağı
filizey kara gözleri şahan
zulamda suskun gece bıçağı
filizey ah filizey
biz dört kişiydik
dört dedikodu çiçeği
Filizey, Yıldız, ben ve Nevin
Filizey, Yıldız, ben ve Nevin
dört ağız, dört yürek, dört yeminli fişek
adımız bela diye yazılmıştı dağlara taşlara
el tetikte kulak kirişte
ve sırtımız toprağa emanet
acısıyla ovarak üşüyen ellerimizi
yıldız yorgan altında birbirimize sarılırdık
deniz çok uzaktaydı
ve dokunuyordu yalnızlık
gece uçurum boylarında
uzak çakal sesleri
yüzümüze, ekmeğimize
türkümüze çarpar geçerdi
göğsüne kekik sürerdi filizey
tüterdi buram buram
her bir şeyine karışırdık
kardeştik arkadaştan öte
belki bir nikah salonunda yitirdik filizey'i
ateşböcekleriyle bir oldu kırpışarak tükendi
bir narin kelebek gülüşü bırakıp tam ortamıza
kurşun gibi, mayın gibi tutuşarak uçuverdi
oy filizey vahşi bayırların maralı
filizey saçları fırtınayla taralı
sen de gider miydin böyle yıldızlar ülkesine
oy filizey oy esprisi karalı
filizey serin yayla çiçeği
filizey deli dolu heyecan
göğsümüzde bir anlayış kelebeği
filizey ah filizey
artık yenilmiş ordular kadar
eziktik, sahipsizdik
geçip gittik, topuklu ayakkabı ve kırmızı ruj paramparça
gerisi veda duygusu, gerisi sağır sessizlik
geçip gittik, filizey boşluğu aramızda
filizey'i bir yamaçta harnesinden savurdular
yarıp çıkmışken nice büyük ablukaları
omuzdan kayan askı ipleri gibi usulca
titredi ve iki yana süzüldü bacakları.
uçmak bir ısırgan otu gibi sarmıştı her yanını
devrilmiş bir kanattı ayışığında gölgesi
uzanıp bir damla öpücük ile dokunduk yanaklarına
göğsümüzü çatlatırken "tebrikler"in tükenmiş sesi
sanki bir şakaydı bu, birazdan evlenecekti
birazdan nikah memuruna evet! diyecekti
serdar çoktan sadıktı evet'ine ah
o da filizey gibi, kalbi pırpırdı
ey filizey; katran gecelerin heyulası
ey filizey; kancık pusuların belası
sen de böyle evleniverecek kadın mıydın konuşsana
ey filizey ey apartımanı kartal yuvası
filizey mor dağların kaçağı
filizey kara gözleri şahan
zulamda suskun gece bıçağı
filizey ah filizey
biz dört kişiydik
dört dedikodu çiçeği
Filizey, Yıldız, ben ve Nevin
Hamiş 1: Bloğum bir evlilik bloğu (nasıl olcekse bu?) olma yolunda hızla ilerlerken, 08.11.2008'de zaten içinde yaşadığı dünyaevine bi daha giren kuzucuğum Filiz'ime bir evlilik şiiri ithaf etmemek olmazdı. Taslak Yusuf Hayaloğlu'ndan, zihnimdeki ses Ahmet Kaya'nın, son şeklini ben verdim!
Hamiş 2: Filizim, karabiber gözlüm.. Bir ömür mutluluk!
Hamiş 2: Filizim, karabiber gözlüm.. Bir ömür mutluluk!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder