02 Mart 2009

Yarın

Kamuoyuna;
Tüm dünyada olduğu gibi, Türkiye’de de Mart'ın ilk haftası “Dünya Seks İşçileri Günü” olarak kutlanıyor. 3 Mart günü bizler de dünyadaki tüm meslektaşlarımız gibi sokaklarda olacağız.
Seks işçileri olarak tarihin en eski iki yüzlülüğünün kurbanlarıyız. Yok sayılmamıza, damgalamamıza, şiddetten delirmemize yol açan bu iki yüzlülüğe son vermek için sokaklara çıkıyoruz. Yüzleşiyoruz.
Şiddet her an her gün gündemimizde. Maruz kaldığımız saldırıları hakettiğimiz düşünülüyor. Polislerin tavrını çok iyi bildiğimiz için polis bizim için son seçenek konumunda. Üstelik günden güne artan şiddet ve terör sadece bizi değil tüm toplumu kuşatıyor. Emniyet Güçleri sokakları kargaşaya terk ettiği gibi bir de kendi şiddetini arttırarak üstümüze geliyor. Sokakta suça meyilli, kriminel kişilerin doğrudan hedefi haline geliyoruz. Cezalandırılmayacakla rını çok iyi bildikleri için cüretleri, saldırganlıkları her geçen gün artıyor. Yine emniyet güçleri “gürültü”, “trafiği engelleme”, “teşhircilik” gibi asılsız suçlamalarla bizlere para cezaları kesiyor. Direnmemiz durumunda işkence ve zorla kesilen ceza makbuzlarına imza atmak durumunda kalıyoruz. Tüm bunların etkisiz kaldığı durumda da infaz timleri kuruluyor, kimliğini asla tespit edemeyeceğimiz sivil polisler ellerinde demir sopalarla üstümüze yürüyor. Her gün ayrı versiyonu çekilen bir korku filminin değişmeyen kurbanlarıyız dersek abarttığımız düşünülmemelidir.
Sokaklarda çalışmak bizler için en son çare olduğu halde “aile babalarını yoldan çıkaran”, “çoluk çocuğun ahlakını bozan” ve mikrop saçan ahlaksızlar olduğumuz düşünülüyor. Devletçe güvenliği sağlanan kapalı mekanlarda, her bireye tanınan sosyal ve sağlık güvencelerinden faydalanarak çalışabilmek istiyoruz. İşin gereği olan rutin sağlık kontrollerinin de bu kapsamda devlet tarafından yapılmasını talep ediyoruz. Bu sadece bizim için değil toplum için de fayda sağlayacaktır diye düşünüyoruz. Cinsel Yolla Bulaşan Hastalıkların Önlenmesi İçin Seks İşçilerinin çalışma koşullarının mutlaka iyileştirilmesi gerekir. Bu dünyadaki tüm sağlık otoritelerinin kabul ettiği bir gerçektir. Her meslekte olduğu gibi bu mesleğe de belli standartların getirilmesi hem toplum hem de bizler için yarar sağlayacaktır.
Bizler çok iyi biliyoruz ki en ideal kanunlar da çıksa bakış açısı değişmedikçe, bizler toplum olarak, seks işçileri olarak örgütlü bir biçimde kendi hükmümüzü işletmedikçe yanlış uygulamalar da değişmeksizin devam edecek.Kaldı ki mevcut kanunlar dahi işletilmiyor. Kontenjan kota gibi uygulamaların kanunda yeri olmadığı halde Geneleve Girmek İçin başvuru yapan 30 000 kadın hala bekliyor. Polis devleti değil hukuk devleti istiyoruz. İnsan Haklarının sözde değil özde uygulanmasını bekliyoruz. Örgütlenme hakkının kendi kurduğumuz örgütler için de geçerli olmasını talep ediyoruz. Buradan tüm Türkiye’ye ve dünayaya ilk selamımızı gönderiyoruz. Bundan böyle de mücadelemizin aralıksız devam edeceğini buradan herkese ilan ediyoruz.
Ayrımcılığı artık istemiyoruz, ancak ayrıcalık da istemiyoruz yalnızca doğumla beraber her birinizin kazandığı anayasal haklarımızı kullanabilmek istiyoruz. Seks işçilerine gösterilecek saygı bir lütuf değil anayasal bir sorumluluktur, ondan da önce aslında insan olmanın asgari bir gereğidir.
Atıldığımız namus cehenneminden güneşe çıkmak için 3 Mart Günü, akşam saat 18:00’de kırmızı şemsiyelerimizle Galatasaray Meydanı’nda olacağız. Tüm seks işçilerini, duyarlı kamuoyunu ve basını basın açıklamamıza bekliyoruz.

Kadın Kapısı

Kırmızı Şemsiye Seks İşçileri İnsiyatifi

Lambdaistanbul GLBTT Dayanışma Derneği

Amargi Kadın Dayanışma Kooperatifi

DSİP (Devrimci Sosyalist İşçi Partisi)

KEG Cinsiyetçiliğe Karşı Dayanışma Ağı

3 yorum:

Bezis dedi ki...

ne kadar da farklı bir bakıs acısı... durup düsünüyor insan, iyi de oluyor düşünmeye sevk edilmesi :)

r dedi ki...

niye kutlanıyor onu anlamadım ben??

Deniz Ural dedi ki...

Şöyle bir film duydun, hemen seninle paylaşmak istedim:

http://www.yasamarsizi.com/

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...