23 Temmuz 2007

Beymen gezi notları..

Geçen Cuma, Adalet Akademisi'ndeki eğitimin bitimi ve sertifikaları alışımızın ardından, Nevin Hanım'ın Beymen'den 600 YTL civarındaki hediye çekini harcaması esnasında kendisine eşlik etmemizi önermesi, bizim de "Tunalı'da keyif yaparız" diye teklifi kabulümüzle geldik Beymen'e. Kavaklıdere'deki koca Beymen binasına ilk girişimdi. Alışverişe düşkün bir kişilik profili olarak altını üstüne getirmediğim yer pek olmasa da, belki allı-morlu-yeşilli şeyleri daha bir sevişimden kaynaklı olarak vitrinlerinin ilgimi çekmemiş olması, ya da uzaktan bakılsa dahi, kapıdaki "sınır" dikkatimi çektiğinden, girmemiştim daha önce. Velhasıl, Beymen kadını profiline hakim Nevin Hanım önde, biz de üç süklüm-püklüm (Filiz, Arzu ve ben) arkada, içeri daldık ve yukarı katlara tırmanmaya başladık. Tabii tırmandıkça benim gözler faltaşı gibi açılmaya başladı. Şekerim ben böyle şey görmedim: ulen 3500 YTL'ye elbise olur mu laynnnn? Nerede yaşıyor olm bunlar? Bu nasıl bir bütçe? Sen elbiseye bu parayı veriyorsan, mutfak harcaman, seyahat harcaman, eğitim harcaman ne kadardır acep? Bu düşüncelere gark olmuş vaziyette biz üç tıfıl, pamık gibün elbiselere, şifon kumaşlara, fraksiyonel ceket-paltolara dokuna dokuna, tarafımıza ikram edilen içecekleri yudumlayıp Nevin Hanım'a "bu yakıştı, şu olmadı" gibi geridönütler vermek suretiyle 1 saat kaldık orada. Tabii, insana kraliçe gibi davranmaları da ayrı bir durummuş, "bu elbisenin altına şu muhteşem olur" diye koşup gelen eski adıyla tezgahtar, yeni adıyla satış elemanı (böyle mi deniyordu?) kızların elindeki 1500 YTL'lik ayakkabılar, kafam kadar gerdanlıklar... Bu esnada kulağıma çalınan "alooooo, Nur Hanım, yeni sezon Dolce Gabbanalar geldiiiiiii, ahi hihi hi"ler, ortalıkta dolanan kodaman teyzeler, ayağındakini kafasına atsan kıracak yükseklik ve tahtalıkta hatunlar... Ortamı çocuk parkı gibi gören biz ise, bir süre sonra 400 YTL'lik şapkaya "aha len ucuzmuş!" demek suretiyle çoktan algıyı sakatlamıştık bile. Beymencilere selam olsun diyor, başka da bir şey diyemiyorum efem.

3 yorum:

Adsız dedi ki...

peki ya her istediginde getirdikleri -hem de beles- su, soda vs. bundan sonra hep oraya gidelim. bir seyler bakiyor gibi yapar, bir seyler icip icip cikariz;)

r dedi ki...

bu durumun, tunalı'da 2,5 millona satılan haşlanmış mısırın, ulusta 500bine satılmasıyla bi ilgisi olsa gerektir sanki.. fiyatlar eski tl, yenisine hala kafam basmamakta. ayrıca sadece iki mevsim olsaymış keşke, biri mısır biri kestane.. ehhe, bi paragrafta bu kadarmı ablanın sinirini zıplatıcı kelime geçebilir. afelim bana.

Adsız dedi ki...

beymen in sahibi cem boyner robin hood gibidir zsenginden alıyor. yatırım yapıyor.adam bıkmadan mağaza açıyor.ben beymende çalışıyorum ve satış danışmanı olarak öyle görüyorum.emrinde binlerce işci çalıştıran patronları, tv lerde gördüğün manken, sanatçıları, yanından geçmeye korktuğun kişileri ben giydiriyorum.kısacası danışmanlık yapıyorum.saygılar

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...