18 Mayıs 2007

Protokol, bürokrasi ya da her neyse..

Kaç gündür feciiiiii yoğunum, ama keyifli ve egzantrik bir yoğunluk benim için. Cif'ten gelen Maureen, Peter, Frida ve Heidi sosyal hizmet kurumlarını gezedursunlar, ben de onların yanında çevirmen edasıyla füttür füttür fink atıyorum:) Ankara Barosu, çocuk-kadın merkezleri, Kadın Dayanışma Vakfı, ÇEDAM derken, her yerde ağırlanıp, bir sürü güzel bilgiler öğrenip, konuklar da kendi ülkelerindekileri anlatırken, ben de bu değişim programıyla seneye mutlaka bir yerlere gitmek istiyorum, galiba had safhadaki refah düzeyiyle, "ideal" nasıl oluyormuş diye Norveç'i görmeyi arzuluyorum.
Velhasıl, dün de Çocuk Şube'sini ziyaret ettik, emniyetteydik, hani şu Migros-Ankamall yanındaki bina, pasaport süresi denince aklıma gelen ilk görüntü. Çocuk Şube ve Ar-Ge'de görevli amirler, tabii hepsinin değişik değişik rütbeleri var şimdi hatırlayamayıp, çeviri esnasında da küçükleri "police officer", büyükleri "chief inspector" diye şey ettirttiğim ev sahipleri, çok özenle hazırlanmışlar. Yeni öğrendiğim durum şu ki, ne kadar çok hazırlanırlarsa, anlatımlarındaki ve literatürlerindeki ağdalı dil de o kadar baskın oluyor, benim çeviri de o kadar akla ziyan hale gelebiliyor:) Tabii ağdalı olmayanı süpper mi çeviriyorum anlamına gelmesin, ki "masa başı çalışan"ları, "officers working in front of the table" deyip milleti kopartmışlığım var. Neyse ki, İsveçli Frida telaffuzumun anadilimmiş gibi olduğunu söylediği:P, İskoçyalı Maureen de bana bir anne şefkatiyle baktığı için yüzüm kızarmıyor, tam gaz devam ediyorum:) ve tabii Cif'in başkan yardımcısı İrem'in de desteğiyle.. Allaaam bir sevgi kelebeee miyim neyim?
Neyse işte, dün polisler bir güzel hazırlanıp, bir sürü powerpoint sunum yapıp ben de 3 saatin sonunda non-stop konuşmuş olmaktan dolayı artık alev almak üzereyken, polislerin konuklar için hazırladıkları bir takım hediyeler (polis abmlemli anahtarlık, bayrak, kol düğmeleri, kravat iğneleri; bana da verdiler, ordan biliyorum) varmış, onların verilmesine geçildi. Ve ben de, iki hafta önce görevli katıldığım, Avrupa Komisyonu'nun düzenlemiş olduğu Denetimli Serbestlik Sempozyumu'nun sonunda yabancı katılımcılara yapılan benzer muameleyi anımsayıp bir nevi dejavudan dejavuya koşarak, kopmak ve kıkırdamak suretiyle çeviriye devam ettim.
Efenim, olay şu ki, bu Türk'ün ateşle imtihanı misali, "Türk'ün yabancı konukla imtihanı" durumu; fotoğrafçının yerini alması, hediye paketlerinin daha alt düzey bir polis tarafından büro amirine verilmesi, amirin bana "ilk kim gelecek" diye sorması, "who would like to come first?, eki eki", sulu ben, protokol yapıyoruz, bürokrasi yapıyoruz şurada, zamanı mı? Konukların "amanın noluyo" bakışları atmaları, ilk önce Maureen'in gelmesi, Maureen'in elini tutan ve acemi fotoğrafçı kamerayı ayarlayana dek, mütemadiyen elini sıkarak ve objektife doğru gülümseyerek amirimin poz vermesi, Maureen'in ve diğerlerinin kopması, yapacak br şey yok Maureen bekle, amirim hala el sıkmakta, fotoğrafın çekilmesi, sıranın teşekkür ve sevgi sözcüklerine gelmesi, "çok teşekkürler efendim" durup beklenir, ben çevireceğim ya, "çok mutlu olduk", es, "nasıl mutlu olduk bilemezsiniz", es, "sizi ağırlamak şerefti", es, "her zaman iletişimde olalım", es, "Allahım hiç böyle şeref duymamıştım" türünden 55bin cümle sarf edildikten sonra, aynı süreç kişi sayısı kadar tekrarlanır. İyi niyet, samimiyet çok açık, çabaları çok hoş, ama bu Türk usulü uğurlama seanslarımız bitmiyor yalebbim! Küçüklükten tanık olunan/öğrenilen, uğurlanan misafirlerle antrede de bir posta muhabbet edilmesinin ve bir türlü vedalaşılamamasının iş yaşamındaki devamı mıdır bu acep?
Neyse ki, bu öğleden sonra Gazi'nin Çocuk Koruma Merkezi'ne gideceğiz, çocuk cinsel istismarı durumlarında neler yapılıyor, engin bilgiler edinip, Figen Hanım ve Gökçe ile birlikte seremonisiz bir gün geçireceğiz.
İşte bu da böyle bir anımdır.

1 yorum:

gokcey dedi ki...

heh heh
demek bugunku kikirdesmelerinizin sebebi buydu :)

bizim merkezdeki saniyorum gayet samimi ve sade bir etkinlik olmus oldu hepiniz icin, ben acikcasi cok keyif aldim, uluslararasi ortamlari ozluyor insan...
ama seni gormek de cok guzeldi, daha sık biraraya gelmeliyiz :)

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...