24 Şubat 2008

Zemin yeşillik, şekil köfte, keyif şahane!

Dün öğleden sonra, "haydi Bahçeli'de köfte yemeye gidiyoruz" denince başta bir miktar "aman köfte yemeye şimdi dolmuşa binip oralara mı gideceğiz, mik mik bik bik" diye bir miktar mızılandığımı, ama işlem tamamlandığında mızılandığıma pişman olduğumu itiraf ederek anlatmaya başlayayım en iyisi. "Köfte yiyeceeez" gazıyla Milli Kütüphane'de indik, delişmen güneş altında, 7. Cadde Podyumu'ndaki kalabalıkta ilerledik, sonra bir sokağa sapıp hemen orada "Roka" ile burun buruna geldik. Roka, mekanın adı, olayı köfte.. Minnacık bir kaç tahta masa, etrafına dizilmiş tahtadan yedi cüceler tabureleri. Pamuk prenses misali taburelere yerleşmeye çabaladık. Oturur oturmaz, güleryüzlü bir garson (garson demeyelim gerçi, Roka insanlarından biri işte), genelde tuhafiyecilerin kullandıkları paket kağıtlardan kocaman bir tanesini masaya serdi, üstüne de naylonu yaydı gayet profesyonelce, sonra bir koşu gidip elinde büyükçe, altından sular sızan bir kevgirle geri döndü. Kevgirin içindeki "yeşilin binbir tonu, kırmızının en ışıltılısı" misali kütleyi masaya boca etti: tertemiz yıkanmış marullar, yeşil soğanlar, roka, maydanoz, taze nane, tere.. üstüne serpiştirilmiş şu minnacık domateslerden bir demet. Biz gözler faltaşı, yeşiilliğin üzerine sıkılan bolca limonu da ağzımız sulanmış halde izledikten sonra, hemen ardından gelen ayranla birlikte yeşilliğe dalıyoruz. Tertemiz yıkanmış olması ayrı bir incelik, hiç özensizce değil.. Önüme bir miktar tuz döküp tereleri tuza banıp ağzıma atarken, Ayaş'ta kuyucak günlerimiz geliyor aklıma.. Kuzu misali yeşillikte yayıldığımız, dillerimiz yemyeşil birbirimize gösterip kıkırdadığımız, "ayyy anneanne şuna bir şey de" şikayetlerimiz.. Hayallerden sıyrılmama yardımcı olma amaçlı olsa gerek, birkaç dakika içinde, yaklaşık 8-9 cm. çapındaki börek kıvamındaki ekmeğin arasına serpiştirilmiş ağızda eriyen cinsten köftelerimiz önümüze konuyor. Bu arada bol bol, arada servis edilen közlenmiş sarmısakları ve domatesleri yutuyoruz. Yavrularını besleyen anne misali, biz sevinçten dört köşe oldukça garson abi de keyiflenip, gülümseyerek izliyor bizi.. Yumuşacık ve lezizzz köftelere yumulup muhabbete dalıyoruz, muhabbetin sonunda onca soğan ve sarmısağı tüketen bünyeler olarak, dışarıda bize sataşan olursa "hohhhlamak" suretiyle düşmanı geri püskürtebileceğimizden emin, çaylarımızı yudumlamaya başlıyoruz. Çayları yudumlarken, garson abi gelip, iki hamleyle, kocaman paket kağıdını sofra bezi gibi toparlayıp götürüp çöpe atıyor. Bunca pratiklik bizi mekana daha da hayran bırakıyor. Karnımız tok, sırtımız pek, iyi dileklerle, teşekkürlerle ayrılıyoruz. Bu yazıyı okuyanlara, orjinali sanayide bulunan, şubesi Bahçelievler-7. Cadde'nin hemen yamacına kondurulmuş, 22. sokaktaki Roka'yı içtenlikle tavsiye ediyoruz..

8 yorum:

KuzeyGüney dedi ki...

Ağzımın suyu aktı len Rabiş, aşkol. Roka'yı bilmez miyim. Sanayideki yere gitmiştim ilk. Bahçeli'de de açılınca şenlenmiştim. Afiyet olsun cicim.

Deniz Ural dedi ki...

Muhtemelen aynı saatlerde Yiğit kardeşle aynı podyumda yürüyüşe çıkmıştık. Açlığımızı Pizza Hut'ta giderdik ve fakat, ne zamandır duyup da bir türlü gidemediğim bu mekan, ismiyle adresiyle aklıma gelseydi, kesin orada yerdik yemeğimizi. Yeşiller benlik, köfteler Yiğitlik yumulurduk valla.

Sen de az şerefsiz değilsin afedersin Rabiş, sabah sabah insanın canını köfte istetecek kadar lezzetli yazıyorsun :)

Sanayi dediğiniz İskitler mi ola acaba?

Sevinç dedi ki...

Oy oy oy, mahvoldum burda gene yaa, aşermek cinsinden canım çekti yaa, ama nasıl gidicem ki şimdi oraya, snifff sniff...
:)

ozge dedi ki...

yazıya istinaden buradaki referanslarla bu öğlen yemeğimizi roka da yemiş bulunmakta ve senin tafsiyelerine uymayı ;) borç bilmekteyim :):):) hehehe

Serendipity dedi ki...

İş yerindeyim. İş yerim malum. Dışarıda baharı kıskandıracak cinsten güzel bir hava var ve üstelik bahçeli dediğin yer yürüyerek sadece 15-20 dakika mesafede. Of rabia offf. Kafayı dağıtayım dedim. Blogu okudum dağıldım. Hayır şimdi dikenli tellerden atlayıp çıksam olmaaaz. Koşarak kaçsam olmaaaz. Köfte ayağına bi tarafımdan vurulucam o olucak!

elegimsagma dedi ki...

berf'im sen ağzının dadını zati bilirsin, eşşek bi mekanı da senden önce ben bileyim:P; deniz'im evet iskitlermiş ama berften teyit almak lazım; sevinçcim ankara'ya ilk gelişinde ilk köfteni orda yemelisin:); özge çok enfes di mi amaa, yayıldın mı bakiim yeşilliklerde?:); didemcim, aman tikkat özellikle de topuğa diyorum, bir hafta sonu hep beraber yayılsak diyorum:)

KuzeyGüney dedi ki...

Evet şekerim, İskitler. Aski'nin oralarda biryerde hatta. Len yorumları okuyunca bi daha acıktım iyi mi:)

ozge dedi ki...

yayılmam mı ellerimle daldım tüm yeşillşiklere limon ve tuzdan parmaklarım buruş buruş oldu ama ben yılmadım yidim.gobit ekmeeen arasında elen köftleri de löp löp yuttum... ki sefkilimde geldiiinde onu da ilk iş olaraktan oraya götürmeyi borç bilirim :):)

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...