21 Şubat 2008

Masal'da II. Perde

Esas kız ve esas oğlanın yaşamlarında, "masal" ın büyüsü artarak devam ederken, günler geçmiiiiş, geceler geçmiş. Uçsuz bucaksız kocaman saraylarda meşaleler yakılmış, görkemli kırmızı halılar üzerinde soytarılar taklalar atmış, önce yavaş yavaş, sonra hızlana hızlana davullar çalmaya başlamış. Evet, artık vakit gelmiş.
Günlerden bir gün, gecelerden bir gece... 8 Şubat 2008'i 9 Şubat 2008'e bağlayan gece, bir kaç saat önce ailesinin yaşadığı şehre adım atmış olmanın verdiği keyifle, mutfakta annesi ve kız kardeşleriyle bir yandan kıkırdayıp muhabbet ederek, bir yandan göz ucuyla bir dizideki işkence sahnelerini içi acıyarak izleyerek, öte yandan da içinde bir his "hadiii hadiii" diyerek, kıtlıktan çıkmış bir halde patlamış mısır atıştırmakta olan esas kız, anneyi garantilemenin ardından, "yeppp!" diyerek ayağa kalkmış ve babasının çalışmakta olduğu yandaki odaya dalıp, bir süredir kendilerinde kalmakta olan babaanneyi uyandırmama gayretiyle, en cici sesini takınarak, "babacımmmm, ailecek bir şey konuşmak istiyorum, birazcık buraya gelebilir misin?" demiş...
Esas kızın babası hem şaşkın, hem meraklı, "gecenin bir yarısı konuşulacak bu önemli mevzu ne ola ki?" düşüncesiyle mutfağa gelmiş, muhtemelen bir anlam veremediğinden, anneyle bakışıp gülümseşmişler.
Bu sırada, esas kızın kalbi pıtpıt atmaktaymış. Mevzubahis konu, esas oğlanın ve masalın varlığıymış. Bu, zaten yeterince heyecan verici bir mesele olmakla birlikte, kalbini daha da pıttırtan mesele, esas kızın babasının bu mevzuya nasıl bir tepki vereceğiymiş. Rivayet oymuş ki, esas kızın babası, bir akademisyen olmasına karşın ve olmasının yanı sıra, hayli milliyetçi-muhafazakar değerlere sahip (varan 1, kısaca m²), üç kız babası bir ebeveyn olarak bırakın "erkek arkadaş" kavramını, "erkek sinek" kavramına alerjik (varan 2), kızları ayrı şehirlerde okumuş, kendilerine ait evleri olmuş, her biçim yurt içi-yurt dışı seyahatler etmiş, sosyal aktivitelere, topluluk-dernek işlerine girmiş, bunlardan da haberdar ve destekleyen bir baba olmasına karşın, "benim kızlarımın erkek arkadaşları olmaz, olamaz!" gibi bir düşünceyi benimsemiş ve inanmış (varan 3, savunma mekanizması: inkar) , öte yandan, belki bunların, ha bir de dengeleyici bir eşin de etkisiyle, son derece sevimli, şirin, esprili, iki dakkada abuk ama feci kafiyeli şiirler yazabilen, artistik yetenekleri olan, çoğu kişinin de "film adam" olarak nitelendirdiği bir adammış.
Esas kız, haftalardır esas oğlanla yaptıkları provaları unutup, söze başlayacağı sırada hımılayıp hümülerken, aniden bir delü yiğit cesareti gelmiş, birden "eveeet, konu başlığı evlilik!" demiş, muzipçe anneye bakan babayı görünce biraz daha gevşeyip, "babacığım benim bir arkadaşım var, benimle evlenmek istiyor" deyip, olaya tam bir "ay şekerim valla, senle evlenicem diye tutturdu, ne haberim var ne bişiy" gibi bir anlam yükledikten sonra, aradan sıyrılıvermiş. Anne gülümserken, baba hımmmlayıp, yüzüne takındığı aşırı ciddi ifadeyle birlikte, pamuk gibi bir ses tonuyla ve bir mektuba başlar gibi, "kızım, öncelikle bunu bizimle paylaştığın için teşekkür ederiz ve evet şimdi öt bakalım" diyerek, esas oğlanın adı, sanı, işi, gücü, ailesi, memleketi, ıvırı, kıvırı hakkında sorular sormuş, anneyle birlikte.. Esas kız, iyice rahatlamış haliyle, ha bir de ezelden gevşek çenesiyle, fıttır füttür detayları anlatırken, esas oğlanla ne zaman, nerede, nasıl tanıştıklarını öterken, bir ara babanın cüssesi "sen bu çocukla bir miktar gezip tozdun galiba" cümlesiyle beraber bir miktar sallanmış (bkz. varan 1, 2, ve 3'ün çöküşü) ama yıkılmadan diğer detaylara geçilmiş. Esas kızın kız kardeşlerinin de "ay şöyle biri babişko, böyle biri annişko" şımarıklıklarıyla, olay bir güzel rapor edilmiş. Yaklaşık 1 saatlik bir konuşmanın ardından, açık sözlülükler, açık yüreklilikler, teşekkürler, kıkırdamalar ve hmmlar, hümmlerle tamamlanan konuşma, esas kızın ailesiyle esas oğlanın tanışmasının bahara doğru gerçekleşmesi temennisiyle son bulmuş. Esas kız, "yahu hiç korkmama, tırsmama, ayyy nolcek aceba endişelerime gerek yokmuş! en büyük çocuk olmak ne zor bir şey, en kritik deneyimleri ilk ben öğrenmek zorunda mıyım hep yaa?" diye bir yandan sevinerek, bir yandan tomuşarak uykuya dalmış...
Şimdilerde esas kız ve esas oğlan, pır pır, baharın gelişi ve güzelliğiyle gerçekleşecek olan, "esas oğlan-esas kızın ailesi tanışma seremonisi"ni bekliyorlamış.
Bakalım, bakalım.. Daha neler olacakmış?

4 yorum:

Ezgi dedi ki...

Bu masalın ucundan bucandan (esas olanın kardeşi olarak:))yardımcı bayan oyuncu vazifensinde bulunmaktan pek bi mutluyum bu masal hiç bitmesinnnnnn...

r dedi ki...

ay ne yazıcam bilemedim yorum olarak=) masalın devamını ve sadece benim gördüğüm kısmını mı getirsem, babişe bu yazıyı okuduysan sakın benim bloga geçmeyi düşünme diye kıytırıktan tehditlerimi tekrar mı etsem, yoksa bi yastıkta kocayın uleyn dye beylikler mi kondursam bilemedim. ama gözümün önünden alt açıyla kıkırdayaraktan size bakarken senin foto meşin kimindir diye beni dilsiz hale getirmeni unutamıorum. aplam benim msne gel çabık..

KuzeyGüney dedi ki...

Rabiscim bu yazı benim için de çok iyi oldu, malum babalar benziyor sayılır. Böylece az buçuk neyle karşılaşacağımı görmüş oldum:)Ne güzel masalmış bu:)

Deniz Ural dedi ki...

Gökten 3 elma mı düşüyordu?
:)

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...