01 Mart 2007

Geç olsun güç olmasın.. "Sevgililer Günü" üzerine..

Malumunuz üzere son bir kaç yıldır milli bayram tadında kutlanan sevgililer günü, nam-ı diğer "valentine's day" hakkında ben de bir kaç kelam edeyim istedim, özellikle de, rastgeldiğim, gazetelerde yayımlanan bir haberin ardından (bkz.)... şimdi bu benim aidiyet duygumu yitirmiş şekilde her gün işyerim olduğundan gittiğim, muhtemelen Türkiye'nin en gri, en soğuk, en taş, en beton, en ciddi-en gayriciddi, en olaylı, en atraksyonel devlet dairesi (bkz. Ankara Adalet Sarayı)'nde yaklaşık 3000 kişi çalıştığından, her gün de bu devlet dairesine ne yazık ki işi düşmüş 7000-8000 kişi giriş-çıkış yaptığından, ayrıca hakiminden-avukatından-psikologundan tutun da kalem personeli-mübaşiri-odacısı-kafeteryasında çalışan yarı açık cezaevi hükümlüsüne dek, toplumsal yapı bakımdan geniş bir spektrumu barındırdığından ve Ankara'nın küçük bir örneklemi olduğundan, özellikli bir gün olsun olmasın yaşanabilecek aklınıza gelen her türlü şeyi burada gözlemlemek mümkün.. iki hafta öncesinde de, sevgililer günü münasebetiyle, sabah 9.00-akşam 17.30 arası; efenim koridorlarda elinde envai çeşitte sarınıp sarmalanmış kırmızı güllerle doğru adresi bulmaya çalışan 14-15 yaşlarında çiçekçi çalışanları (çırak daha mı uygun olur acep?), her zamankinden daha çok fönlü-havalı saç modelleri, ellerinde çiçek demetleriyle tıkır tıkır koridor arşınlayan memureler, hakimlerce 14 Şubat'ta boşanma kararı verilen eşler, eşiyle yapacağı akşamki programını şakıyarak münazara eden memure hanımların sesini bastıran orjinal küfürlü koridor kavgaları, eşine "bana çanta alabilirsin" mesajını vermiş ama karşılacağı sürpriz için endişelenen, eşinin evlendiklerinden bu yana iki sevgililer gününde de şehirdışında olduğunu söyleyen, işe gelmeyip hemcinslerine standart "sevgililer gününüz kutlu olsun" mesajı gönderen memure hanımlar, iki dakkada gittim işi hallettim deyip eşine parfüm seti almış odacılar, evde canlı çiçeğe alerjisi olan çocuklardan dolayı eşine yapma çiçek aldığını ama eşinin başını çevirip bakmadığından yakınan mübaşirler, 17.30'a doğru ellerinde gülleriyle çıkan teyzeler, pardon çalışanlar, otobüs beklerken yutacakmış gibi içine çektiği sigarasını üflerken arkadaşına "bana borç para ver la, gıza çiçek alacaadım" diyen ergenler.. tüm bu hengame sevgililer günü telaşesinin bir özetidir efenim.. artık göz ardı edemeyeceğimiz, kutlansa da kutlanmasa da gündemden düşmeyecek bir gün haline geldi bu gün.. "agenda setting" böyle bir şey işte diyerek, habere şaşmamak lazım diyorum..

Hiç yorum yok:

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...