15 Nisan 2007

Pazar akşamları ne anlama gelir?

Pazar akşamları, ben kendimi bildim bileli, acılı zamanlar demek.. Bitmemiş ödevlerdi eskiden, şimdi bitmemiş raporlar.. Eskiden, ki ben o zamanlar dörtgöz ve tıfıl bir çocuktum, pazar günü bir işkence günü, akşamı da bir işkence akşamıydı: özlemle beklenen hafta sonunun güzel Cuma akşamında yatma saati sınırlaması olmadan televizyon keyfi yapmak, o zaman sobalı olan ve benim hem en güzel hem de ergenlik girişinde en asi zamanlarıma tanık olan evimizde, perşembe pazarından alınmış kestane-kebap keyfi, ve elbette benim için en anlamlı olan dizi: Süper Baba, ardından Cumartesi günü, pembe pikeli ranzamızda geç vakitlere dek uyku, uzun uzun kahvaltı keyifleri, öğleden sonra mutlaka ya balık ya da annemin profesyonel olduğu açma börek seansları, yine geç vakitte yatış ve benim ancak Pazar akşamı aklıma gelen ödevlerim.. Zaten tipik bir Türkiye ailesinde yaşanan Pazar günü sanırım, muhakkak sırayla banyo yapılması, annenin merdaneli makinede çamaşır yıkaması, "ne zaman otomatik çamaşır makinesi alıyosun ömeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeer?" diye dellenmesi:), komşumuz Ülker Teyze'nin, tek başına yaşayan orta yaşlı bir kadın olarak her işini bizim evde görebileceğini düşünmesinin annemde yarattığı gerginlik, "anneniz çok yoruldu bugün, yemeği ben hazırlayayım" diye, evinden patlıcanlı-paçalı bir garip yemekler getirmesi, bizim "ıyy, ben burasını yemem" dememize, "gaganıza.." diye başlayan küfürler üzerine babamın "yav Ülker abla çocukların yanında...?" diyerek biz kıkırdarken Ülker Teyze'yi uyarması, havanın erkenden kararmasıyla beraber, aslında Pazartesi'ye ne çok ödev olduğunun hatırlanması.. Ödevlerin başına bir türlü oturulamaması ve arada yeni türeyen kanallarda tekrar yayınlanan bölümlerinde müziğini duydukça içimin bir hoş olduğu, beni "frustration"dan "frustration"a koşturan, o dönem muhakkak ailecek izlenen "Bizimkiler" dizisi.. Gözlerden uyku akarak ödevlerin tamamlanması, yanında işitilen azarlar cabası.
Her Pazar gecesi yatmadan evvel "ya ama aslında çok daha iyi yapabilirdim ödevi, ben en iyisi bir daha son güne bırakmayayım" dediğimi, kendi kendime söz verdiğimi hatırlıyorum.
Şimdi de her Pazar gecesi, "ya aslında daha erken başlamış olsaydım, çok daha kallavi bir rapor olabilirdi bu" diyor, bir dahakine erken başlama sözü veriyorum kendime..
Pazar akşamları benim için, "kendine verilmiş sözleri tutmamanın yol açtığı acılı zamanlar" demek galiba..

Hiç yorum yok:

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...